Bildiğiniz üzere başta özel sektör olmak üzere iş dünyası baştan sona bir sinir ve stres yumağı. Günlük işleri yetiştirmenin telaşı içinde çeşitli firmalarda emek harcayan, ömrünü tüketen biz çalışanlar(işçiler-işgörenler) tüm bunlar yetmiyormuş gibi bir de bizi yönetmekle sorumlu insanların egolarını tatmin etmek zorunda kalıyoruz.
Çoğunluğu ortayaş sınıfında olan bu insanlar aylık ortalama 10 000 TL yi bulan maaşların verdiği ekonomik rahatlıkla, gençliği kaybetmiş olmanın üzüntüsü arasında bocalayıp durduklarından, emri altında çok daha düşük maaşlara çalışan gençlere hem ekonomik açıdan tepeden bakmakta, hem de hala genç olmalarına içten içe imrenmektedirler. Bu durum onların bazen dengesizce uygulamalar yapmalarına, çalışanlarına işkence etmeye varan psikolojik baskılar yapmalarına sebep olabiliyor.
İşe başlarken verilen vaatler hemen unutuluyor. Özellikle deneme süreci içindeki telaşlı ve tedirgin halinizden faydalanarak kendi hegemonyalarını gizlice kabul ettiriyorlar. İşe girebilmek için her şeyi kabulleniyorsunuz. Sonrası malum... İŞkenceye dönen bir çalışma hayatı.
Lafı daha fazla uzatmak istemiyorum. Bu yazıyı blog sayfasını neden açtığımı açıklamak için yazdım. Özetle amacım şu. İnsanların bir yerde işe başlamadan önce oradaki çalışma hayatı ve yönetici kadrosu hakkında bilgi edinmelerinin bir hak olduğuna inanıyorum. Tüm çalışanlara sesleniyorum. Çalışma hayatınızda olumlu ya da olumsuz tecrübelerinizi Sayfalarıma yorum olarak yazın. Yazdığınız yorumları ayrıca bir sayfa olarak da yayınlayacağım. Hangi firma çalışanlarına nasıl davranıyor? Hangisinde çalışmak daha iyi? Hangi firma ömür törpüsü? Herkes Öğrensin. İsim vermek zorunda değilsiniz. Sadece Yorum yapmanız yeterli olacaktır.
Sonraki yazılarımda iş dünyası ile ilgili çalışan kesime faydası olacak bilgiler vermeyi planlıyorum. Umarım başarılı bir çalışma olur. Görüşmek üzere hepinize iyi çalışmalar
Yorum Yazın
YanıtlaSil